Şehir değildir insanı üzen, birilerinin varlığı yada yokluğudur aslında. 
Gün geçmeye ki yeni şeyler yaşamayasın. Hayatımız hep bir atraksiyon dahilinde ilerliyor desem yeridir. Meslek hayatıma Şırnak’ta (Şehr-i Nuh) başladım başlayalı farklı bir atmosferde olduğumu gördüm. Mecburi hizmet kavramı çıktı çıkalı kimse doğuda perifer de çalışmaktan kaçıyor. Şırnak denilince sanki bu taraflarda yaşanmaz gelinmez gibi bir algı var insanlarda. Evet gelene kadar basından gördüğümüz, bildiğimiz oydu. Ama basında çok abartılarak lanse edildiği de bir gerçekmiş. Buralarda memleketimin bir toprağı değilse kim gelecek? Lafa gelince bizim toprağımız gitmeye gelince gitmemek için elimizden geleni yaparız. Yalnız buraya gelmeyip te mecburi hizmetini Ankara’da yapan insanlar, torpille başka yerlere gidenler yada mesleğe hiç başlamayıp sürekli rapor alanlar bilirim. Torpili çok yakinen görmekte varmış buralarda. Buradaki insanın doktora ihtiyacı yok mu? Sonuçta iyi insan kadar kötüleri de var diğerlerinin suçu ne? Burada herşeye rağmen dayanan buralı binlerce insan var. Bizler ise geçiciyiz. Geçici olarak gelmeye bile korkuyorsak biz buraları unutuyorsak eğer devlette unutsun. Sahiplenmeye gelince sahipleniyoruz ama maalesef gelmiyoruz.

Burada da bir dünya varmış evet çünkü buralar gerçekten çok farklı yerler.  Olaylar yaşandıktan sonraki günlerde sanki bir şey yaşanmamış gibi herkesin çarşı pazarda olması, yaşaması başlarda çok garibime gitsede; insan alışıyor burada herşeye, olay olacağı zaman yada olduğu zaman dışarı çıkmazsın, zaten çarşı pazar heryer kepenkler kapalıdır; ama diğer günlerde bir şey olmamış gibi hayatına devam edersin.

More >